WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Son güncelleme: 25 Nisan 2025

ANKARA 5. FIKRI VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/90 Esas - 2021/443
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/90 Esas
KARAR NO : 2021/443

DAVA : Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 23/03/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlâli / Haksız Rekabet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 23/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1992 yılında ticari faaliyetlerine başlayarak "... ÇİKOLATASI" ve "..." markalarıyla ulusal ve uluslararası alanda tanınmış markalarıyla ve yüksek ürün kalitesiyle kısa sürede dünya markası olduğunu, "..." markasının T/02496 sayı ile TÜRKPATENT tanınmış marka siciline kaydolunduğunu, davalının "..." ibaresini marka olarak seçtiğini, bu markayı haksız olarak tescil ettirdiğini, davalı yan adına 2007/59834 sayı ile tescil edilen "..." markasının hükümsüzlüğüne ilişkin olarak müvekkili firma tarafından derhal dava açıldığını, ilk derece mahkemesince söz konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, söz konusu kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandığını, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 04.11.2019 tarih 2018/5827 Esas 2019/6770 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesince verilen hükümsüzlük kararının kesinleştiğini, hükümsüzlük davasında verilen mahkeme kararları ile; "..." şeklindeki kullanımların, "..." markasına benzer olduğu, bu kullanımların haksız menfaate neden olacağı, "..." markası üzerinden haksız bir imaj transferi yaratacağının kabul edildiği, buna rağmen; davalının, ürünlerini halen "..." markası altında satışa sunmaya ısrar ettiğini, "http://....com/" alan adlı internet sitesinde ve diğer sosyal medya kanallarında faaliyetlerini "..." ibaresini kullanarak gerçekleştirdiğini, "http://....com/" alan adı içeriğinde yer alan "online alışveriş" sekmesine tıklandığında davalıya ait diğer bir site olan "http://....net/" adresine yönlendirme yapıldığını, yine davalıya ait facebook hesabında da "..." ibaresinin markasal olarak kullanıldığını, davalının gerek fiziki ürün, tabela ve sair ticarete konu araç gereçlerinde, gerekse de anılan "http://....com/" alan adlı internet sitesi olmak üzere bütün ticari kullanımlarında "..." markasına tecavüz eder "..." ibaresini tek ve esas unsur olarak sair şekillerde kullandığı, kimi yerde bu ibarenin önüne veya arkasına bazı ek kelimelerin eklendiği, ancak her türlü kullanımda "..." sözcük unsurunu öne çıkararak müvekkilinin tanınmış "..." markasından haksız yarar sağlandığını, davalının kötü niyetli olarak müvekkiline ait "..." markası ile iltibas oluşturan "..." markasını yıllardır kullandığını belirterek; öncelikli olarak davalının işletmesinde "..." ibaresini içeren her türlü kullanımının durdurulması, "..." ibaresini içeren her türlü ürüne, ticari evraka ve tanıtım vasıtasına, kataloğa, faturalara, tabelalara, promosyon ürünlerine ve işyerinde bulunan işletmeye dahil olan her türlü ürün üzerine el konulması ve yedi emine teslimi, el konulması mümkün olmayan ürünler üzerinden "..." ibaresinin silinmesi, "http://....com/"sitesine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılamanın sonucunda; davalı eylemlerinin 6769 sayılı Kanun ve TTK hükümleri uyarınca müvekkiline ait tescilli markalara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile, marka hakkına tecavüz teşkil eder mahiyetteki eylemlerin men ve ref'ine, tecavüz teşkil eden "..." ibaresini içerir ürünlerin masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, tecavüz yönünde verilecek mahkeme kararının masrafı davalıdan karşılanarak Türkiye'de tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilan edilmesine, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 01/05/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin 2007 yılından bu yana ...'da çikolata üretimi ve satışı işi ile iştigal ettiğini, üretime başladığı tarihten itibaren müvekkili şirketin kurucu ortaklarından ... adına tescilli bulunan 2007/59834 numaralı "..." markasını devralarak bu marka ile ticari hayatına devam ettiğini, ...'ın, kendi özel formülü ile farklı bir tat yarattıkları yöresel bir ürün olan ... Çikolatası ürününü tanıtmak için, yöreden esinlenerek "..."'nde yer alan "BEY", çikolata kelimesindeki "Çİ"ibaresini kullanarak "..." markasını zihni çabası sonucunda oluşturduğunu, davacı ile müvekkili arasında 2011 yılından bu yana birçok dava süreci yaşandığını, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen "..." ibareli markanın hükümsüz kılınmasına ilişkin kararın 04.11.2019 tarihinde kesinleştiğini, davacı taraf her ne kadar hükümsüzlük kararından sonra "..." ibaresinin markasal olarak kullanıldığını iddia etmekteyse de, davacı yanın iddialarının mesnetsiz olduğunu, zira hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra, müvekkili tarafından ... markasına ilişkin tüm kullanımların sonlandırıldığını, "..." markasının hükümsüzlüğüne ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde tescilli 2015/89969 sayılı "... ... ÇİKOLATASI", 2017/108630 sayılı "..." ve 2007/59833 sayılı "..." markalarını kullandığını, müvekkilinin markasal kullanımlarının, davacının "..." markasına herhangi bir şekilde tecavüzünün olmadığını, davacının kötü niyetli olarak, yalnızca ...'da üretilen ve evvelden beri "... Çikolatası" olarak bilinen çikolatanın üretim ve satışında tek olma amacıyla müvekkiline karşı iş bu davayı ikame ettiğini, davacı tarafından, dava dilekçesinin 8 ve devam eden sayfalarında "...", "... ÇİKOLATASI" ibarelerini içeren birtakım görseller paylaşılmış ise de, yer alan ekran görüntülerinden bu paylaşımların markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesinden çok önce olduğunun görülebildiğini, davacının bir takım eski görseller ile müvekkilinin halen "..." markasını kullandığını iddia etmekteyse de, bu iddiaların gerçek dışı olduğunun, keşif ve bilirkişi incelemesi ile anlaşılacağını, davacı tarafından "http://....com" ve "http://....net" alan adlarının müvekkiline ait olduğu iddia edilmekteyse de, söz konusu "http://....net" alan adının domain ve hostinginin müvekkiline ait olmadığını, bununla birlikte "http://....com" alan adlı internet sitesi her ne kadar aktif olarak kullanılmamaktaysa da, halihazırda kullanıma kapatıldığını, bu nedenle davacı yanın ihtiyati tedbir isteminin mesnetsiz olduğunu belirterek; öncelikle davanın usulden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili ... Mahkemeleri'ne gönderilmesine, aksi halde haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
REPLİK:
Davacı vekili 16/06/2020 tarihli replik dilekçesinde özetle; 6769 sayılı SMK m.156/3 hükmü uyarınca Ankara Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu, yetki ilk itirazının yerinde olmadığını, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen hükümsüzlük davasının kesin hüküm mahiyetinin bulunduğunu, buna göre; davalı yanın "..." ibareli kullanımlarının, müvekkiline ait "..." ibareli marka haklarını ihlal ettiğinin kesin hüküm ile tespit edildiğini, hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonra, "..." ibaresinin hiçbir online platform ve ortamdan kaldırılmadığı gibi davalının fiziki kullanımlarının da halen bu ibare ile devam ettiğini, davalıdan satış yolu ile temin edilen 13.04.2020 tarihli fatura ile alınan ürün örneğinde "..." ibaresinin kullanıldığının görülebileceğini, davalı yanın markasal kullanımlarının iddia ettiği gibi "... ... ÇİKOLATASI" veya "..." ibareli markalar kapsamında kalmadığı gibi 6769 sayılı SMK m.155 hükmü uyarınca, davalının bu markaları hukuka uygunluk sebebi olarak ileri sürmesinin mümkün olmadığını, dava tarihi itibariyle, davalı yanın salan ortamda da "..." ibaresini markasal olarak kullandığının tespit edildiğini belirterek; dava dilekçesinde ileri sürülen talep sonucunu tekrar etmiştir.
Davacı vekili 07/10/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında verdiği sözlü beyanı ile; Maddi tazminat isteminin SMK m.151/2-c hükmünde düzenlenen emsal lisans sözleşme bedeline göre hesaplanmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 21/10/2020 tarihli somutlaştırma dilekçesi ile; Davalıya ait "....com" isimli web sitesinin 17.01.2008 tarihinde oluşturulduğunu, bu web sitesinde tespit edilebilen ilk markasal kullanımın 02.02.2011 tarihinde olduğunu belirterek; kullanımların başladığı ilk tarihten itibaren maddi tazminat isteminin hesaplanmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 19/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; Dava dilekçesinde talep olunan mali taleplerinden; maddi tazminat miktarını 40.000,00 TL daha arttırmak suretiyle ıslah ettiklerini, toplamda 50.000,00 TL maddi tazminatın ve ayrıca dava dilekçesi ile talep olunan 50.000,00 TL manevi tazminatın ticari işlere uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DÜPLİK:
Davalı vekili 30/06/2020 tarihli düplik dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkili olmadığını, somut olayda SMK m.156/5 hükmünün uygulanması gerektiğini, hükümsüzlük kararından sonra müvekkilinin "..." ibareli markasal kullanımları sonlandırdığını, "... ... ÇİKOLATASI", "..." ve "..." markalarını kullanarak ticari hayatına devam ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından "... ... ÇİKOLATASI" markası ile piyasaya arz edilen ürünün üzerinde bağlı bulunan kurdeleyi kaydırmak suretiyle ambalaj üzerinde sanki yalnızca "..." markası yer alıyormuş gibi gösterilmeye çalışıldığını, kurdele altında "... Chocolatte" yazısının olduğunun fark edilebileceğini, yine davacı tarafından ambalaj görselinin yanında "..." markasını taşıyan taşıma çantası görseline yer verilmişse de, bu taşıma çantasının da hali hazırda müvekkili tarafından kullanılmadığını, müvekkili tarafından piyasaya arz edilen ürünlerin "... ... CHOCOLATT" şeklinde olduğunu, "....com" ve "....net" alan adlı sitelerin iş bu dava açılmadan önce yapılan arabuluculuk görüşmesinden çok kısa bir süre sonra kullanıma kapatıldığını, davacı yanın replik dilekçesinde yer verdiği görsellerde tarih üzerinde oynama yaparak mahkemeyi yanıltma gayesi taşıdığını, nitekim ekte yer alan görselde internet sitesinin ekran görüntüsünün alındığı bilgisayarın tarihinin değiştirilmesi ile ileri tarihli bir ekran görüntüsünün alınabilmesinin mümkün olduğunun görüleceğini belirterek; cevap dilekçesinde ileri sürülen talep sonucunu tekrar etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 6769 sayılı SMK m.29 ve m.149 ile 6102 sayılı TTK m.54 vd hükümlere göre açılan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarından kaynaklı hukuki korunma taleplerine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Mahkememizin davayı görmeye yetkili olup olmadığı, davalının gerek sanal, gerekse fiziki ortamda, davacıya ait "..." ibareli marka haklarını ihlal eder eylemlerinin ve haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa bu eylemlerin men-i ve ref'inin gerekip gerekmediği, varsa davalıya ait "..." ibareli ürünlerin imhasının gerekip gerekmediği, davacının, davalıdan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı, hükmün ilan edilmesinin gerekip gerekmediği, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ edilmiş, sundukları deliller alınmış, marka tescil belgeleri getirtilmiş, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/161 Esas sayılı dosyası UYAP ortamında temin edilmiş, ... Ticaret ve Sanayi Odası'nın emsal lisans araştırmasına ilişkin cevabi yazısı dosyamız arasına alınmış, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişilerden maddi vakıalara ilişkin raporlar alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Marka hakkına tecavüz, 6769 sayılı SMK m.29'da düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK m.29/1 hükmüne göre; Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
SMK m.29/1-a bendinin yollamada bulunduğu m.7 hükmüne göre;
(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
Haksız rekabet; rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır. (TTK m.54)
TTK m.55/1-a-4 hükmüne göre; Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, haksız rekabet hallerinden biri olarak düzenlenmiştir.
TTK m.56/1hükmü uyarınca; haksız rekabet nedeniyle menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimsenin, fiilin haksız olduğunun tespiti, haksız rekabetin men'i, haksız rekabetin oluşturduğu maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, ibraz edilen deliller, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/161 Esas sayılı dosyası, taraflara ait marka tescil belgeleri, fiziki ürün örnekleri, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalı vekili her ne kadar cevap dilekçesi ile birlikte yetki ilk itirazında bulunmuşsa da, 6769 sayılı SMK m.156/3 hükmüne göre; Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir.
Somut olayda, davacı şirket, "..." esas unsurlu marka haklarını mesnet göstererek eldeki davayı ikame etmiştir. Gerek davacının, gerekse davalının kayıtlı yerleşim yeri adresleri ...'dur. Ancak; eldeki uyuşmazlıkta, davalı yana ait olduğu iddia edilen internet sitelerinde, marka hakkı ihlali ve haksız rekabet oluşturan eylemlerin bulunduğu iddia edilmektedir. İddiaya konu internet sitelerine, Ankara ilinden erişim mümkün olduğundan, hukuka aykırı fiilin etkilerinin görüldüğü yerlerden biri de yargı çevremizde bulunan Ankara'dır. Dolayısıyla, SMK m.156/3 hükmü uyarınca eldeki uyuşmazlığı görmeye mahkememiz yetkili olduğundan, davalı vekilinin yetki ilk itirazına itibar edilmeksizin yargılama yürütülmüştür.
Davacı vekilinin 22/06/2020 tarihli delil tespit talebi üzerine mahkememizce 24/06/2020 tarihinde delil tespiti talebinin kabulüne karar verilmiş ve oluşturulan bilirkişi heyeti marifetiyle, delil tespitine konu ortam üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Delil tespiti kararının icrası kapsamında mahkememize ibraz edilen 14/07/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen maddi vakıalar incelendiğinde;
“www.....com”, internet sitesinin erişime açık olduğu ve sitede şu an için “bakım” ifadesinin yer aldığı ve sitenin “sayfa kaynağı görüntülendiğinde, başlık etiketinde ... | Bakımdayız ifadesinin yer aldığı tespit edilmiştir. “www.whois.com” sitesi üzerinden yapılan teknik incelemede dava dilekçesinde yer alan “www.....com” alan adının şu an hiçbir kimse adına tescilli olmadığı, hali hazırda bir sahibinin bulunmadığı görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde yer verdiği site görselleri incelenmiştir. Görselin, “...” ibaresine ilişkin kullanıma, “www.....com” ibaresine ve iletişim bilgileri ile diğer bilgilere yer verilen internet sitesi ekran görüntüsü olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde yer alan bu görseli teyit etmek adına yapılan teknik incelemede, “www.....com” sitesinin 06/01/2019, 04/02/2019, 07/02/2019, 08/03/2019, 11/03/2019, 08/04/2019, 12/04/2019, 09/05/2019, 13/05/2019, 21/05/2019, 09/06/2019, 13/06/2019, 25/07/2019, 26/08/2019, 27/08/2019, 27/09/2019, 24/10/2019, 25/10/2019, 24/11/2019, 25/11/2019 ve 25/12/2019 tarihlerine ait ekran görüntülerine ulaşılmıştır (inceleme “https://web.archive.org/web/20190615000000*/....com” üzerinden ...aracılığıyla yapılmıştır). Buradaki görsellerin de davacıyı ve dava dilekçesinde yer alan görseli tevsik eder nitelikte kullanımlar olduğu görülmüştür. Davacının iddialarını tevsik eder nitelikteki kullanımlara ait görsellere rapor içeriğinde yer verilmiştir. Rapor ekinde de sitenin farklı görsellerine ayrıca yer verilmiştir.
“http://....net/”, internet sitesinin erişime açık olduğu ve sitede şu an için “yenileniyoruz” ifadesinin yer aldığı tespit edilmiştir. “www.whois.com” sitesi üzerinden yapılan teknik incelemede dava dilekçesinde yer alan “http://....net/” alan adının şu an hiçbir kimse adına tescilli olmadığı, hali hazırda bir sahibinin bulunmadığı görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde yer verdiği site görselleri incelenmiştir. Görselin, “...” ibaresine ilişkin kullanıma, “http://....net/” ibaresine ve iletişim bilgileri ile diğer bilgilere yer verilen internet sitesi ekran görüntüsü olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde yer alan bu görseli teyit etmek adına yapılan teknik incelemede, “http://....net/” sitesinin 17/01/2019, 17/02/2019, 24/03/2019, 24/04/2019, 25/05/2019, 25/06/2019, 27/07/2019, 27/08/2019, 07/09/2019, 27/09/2019, 25/10/2019, 25/11/2019 ve 25/12/2019 tarihlerine ait ekran görüntülerine ulaşılmıştır (inceleme “https://web.archive.org/web/2019*/http://....net/” üzerinden waybackmachine aracılığıyla yapılmıştır). Buradaki görsellerin de davacıyı ve dava dilekçesinde yer alan görseli tevsik eder nitelikte kullanımlar olduğu görülmüştür. Davacının iddialarını tevsik eder nitelikteki kullanımlara ait görsellere rapor içeriğinde yer verilmiştir. Rapor ekinde de sitenin farklı görsellerine ayrıca yer verilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan çikolata ambalajı/kutusu, karton çanta ve fiş incelenmiştir.
Sunulan karton çantanın incelenmesinde; çantanın her iki yüzünde de aynı baskının olduğu; orta kısımda “...” ibaresi, bu ibarenin altında; “...’dan Sevdiklerinize…” ibaresi ve en altta da www.....com alan adına yer verildiği görülmüştür.
Sunulan çikolata kutusunun incelenmesinde; ambalajın ön yüzünde “...” ibaresinin orta kısımda yer aldığı, bu ibarenin hemen altında küçük punto ile “... chocolatte” ibaresinin yer aldığı ve yine ön yüzde “...’dan Sevdiklerinize” ibaresinin yer aldığı görülmüştür. Ambalajın arka yüzünde ise; “...” ibaresinin yer aldığı ve altında da daha küçük harflerle yazılmış “... chocolatte” ibaresinin yer aldığı, yine “...’dan Sevdiklerinize” ibaresinin yer aldığı ve son olarak ambalajı saran kurdele üzerinde baskı olarak “... ...’dan Özel” ibaresine yer verildiği görülmüştür.
Fiş incelendiğinde; 13.04.2020 tarihli "çikolata" ürününe ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
İnternet arşiv araştırması kapsamında ulaşılan sonuçlardan görüleceği üzere; yukarıda adı geçen internet siteleri üzerinden çeşitli formlarda ve içeriklerde üretilmiş olan şekerleme/ çikolata ürününün tanıtımı ve satışı yapılmaktadır. Davacının 2019/73719, 2019/52676, 2017/90916, 2013/57667, 2013/10382, 2013/10358, 2011/32262, 2011/24381, 2011/24382, 2010/61074, 2010/61070, 2010/54405, 2010/54897, 2010/38246, 2007/64912, 2007/64524, 2002/21685 sayılı markaları da 30’uncu sınıfta yer alan ürünlerde ve özellikle şekerlemeler, çikolatalar ve gofretler emtialarında tescillidir. Yine davacı adına tescilli 2011/85860 sayılı markanın kapsamında 35’inci sınıfta; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için şekerlemeler, çikolatalar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir ).” hizmetlerinin yani perakendecilik hizmetinin yer aldığı görülmüştür.
Bu kapsamda “www.....com” ve “www.....net” alan adlı internet siteleri üzerinde gerçekleşmiş kullanımların şekerleme ve çikolata emtialarına ilişkin olduğu ve bu emtialarla aynı/benzer emtiaların davacı markaları kapsamında da yer aldığı görülmüştür.
Davacı tarafından sunulan, davalıya ait ambalajlı ürünün de çikolata emtiası olduğu anlaşılmış olup, bu ürün ile davacıya ait yukarıda yer verilen markaların kapsamında yer alan "çikolata" emtialarının ve bu emtiaların satışına ilişkin hizmetlerin aynı veya benzer olduğu tespit edilmiştir.
... 1.Asliye Hukuk (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatı ile) Mahkemesi'nin 2012/161 Esas sayılı dava dosyası ile hükümsüzlüğüne karar verilen 2007/59834 sayılı ve 30.sınıfta bulunan ürünler bakımından tescilli "..." ibareli markanın dava dışı ... tarafından dosyamız davalısı yetkilisi ...'a noter devir sözleşmesi ile devredildiği, ... tarafından bu markanın kullanılmasına muvafakat edildiğine ilişkin olarak noterde 25/08/2013 tarihli muvafakatname düzenlendiği, esasen söz konusu markanın hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden önce davalı tarafça sicilde hak sahibi gözüken ... tarafından devredilerek kullanıldığı yönünde uyuşmazlık bulunmadığı, söz konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği, bu kararın deracaattan geçerek 04/11/2019 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen karar üzerine markanın sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır.
2007/59834 sayılı markanın 12.11.2007 tarihinde başvuruya konu edildiği, 05.09.2008 tarihinde tescil edildiği, 04.11.2019 tarihinde ise hükümsüz kılınma kararının kesinleşerek geçerliliğinin geçmişe etkili olarak ortadan kalktığı anlaşılmıştır. Zira; 2007/59834 sayılı markanın hükümsüzlüğünün istendiği tarihte yürürlükte bulunan 556 sayılı mülga KHK m.44/1 hükmüne göre; Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe etkilidir. KHK m.44/3 hükmüne göre ise; Bir markanın hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleşmiş karar, herkese karşı hüküm doğurur.
556 sayılı KHK dönemine ilişkin yargı içtihatlarına bakıldığında; sonraki tarihli tescil olgusunun marka hakkı ihlali iddiasına ilişkin uyuşmazlıklarda bir hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu döneme ilişkin Yargıtay uygulamasında, sonraki tarihli sınai hakkın tescilli olması halinde, önceki tarihli marka hakkına rağmen, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eyleminin söz konusu olamayacağı içtihat edilmiştir. (Bkz; Yarg.11HD, 06.02.2007 T, 2005/11251 E 2007/1389 K; 18.10.2012 T, 2010/12137 E 2012/16604 K; 08.04.2015 T, 2014/18938 E 2015/4887 K; 30.05.2016 T, 2015/10970 E 2016/5893 K) Yüksek Mahkeme’ye göre, sonraki tarihli ve tecavüze konu markasal kullanım bir tescile dayanıyorsa, markanın tescilli olduğu süre içerisindeki kullanımı, marka daha sonra hükümsüz kılınsa bile markaya tecavüz eylemi oluşturmaz. (Bkz; Yarg.11HD, 30.05.2016 T, 2015/10970 E 2016/5893 K)
Yukarıda yer verilen 556 sayılı KHK dönemine ilişkin müstekar yargı içtihatları dikkate alındığında, davalının, tescilli marka sahibinin verdiği icazet ile davaya konu çikolata ürünlerinin üretimi ve satışında kullandığı 2007/59834 sayılı "..." ibareli markasal kullanımlarının, 6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girdiği tarih olan 10.01.2017'e kadar, davacının marka haklarına tecavüz ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturmadığı kanaatine varılmıştır. Zira; 10.01.2017 tarihi itibariyle 2007/59834 sayılı "..." ibareli marka geçerliliğini sürdürmekte olup, bu tarih itibariyle tescili kapsamında "Şekerlemeler çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler." emtiaları bulunmakta olup, davalının gerek yukarıda yer verilen internet siteleri, gerekse davacı tarafından mahkememize ibraz edilen fiziki ürün üzerinde yer alan kutu ve ambalajdan da görüleceği üzere, davalının markasal kullanımları esasen 2007/59834 sayılı markanın kullanımı kapsamında kalmaktadır. Zira; davalının markasal kullanımlarında esas unsur "..." ibaresi iken, 2007/59834 sayılı markanın tek ve esaslı unsuru da "..." ibaresidir.
6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girdiği tarih olan 10.01.2017 ile dava tarihi olan 23.03.2020 tarihleri arasında ise 556 sayılı KHK'da benimsenen yargı içtihatlarının somut olay bağlamında uygulanması düşünülemez. Zira; 6769 sayılı SMK m.155 hükmü ile 556 sayılı KHK'de karşılığı bulunmayan yeni bir hüküm ihdas edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.155 hükmüne göre; Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.
SMK m.155 hükmü, Kanunun “Ortak ve Diğer Hükümler” isimli beşinci kitabının “Ortak Hükümler” isimli birinci kısmında, sınai mülkiyet hakkına tecavüz nedeni ile ileri sürülebilecek hukuki çareleri düzenleyen maddelerden sonra düzenlenmiştir. Maddenin Kanun’da düzenlendiği yer ve kaleme alınış biçimi irdelendiğinde; tecavüz davalarında, sonraki tarihli sınai mülkiyet hakkının hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen SMK m.155 hükmü ile birlikte 10.01.2017 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem dikkate alındığında; mahkememize ibraz edilen 14/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği ve tespit edildiği üzere, gerek "www.....com", gerekse "http://....net/" sitelerinde yer alan web archieve yöntemi ile tespit edilebilen 2019 yılına ait görsellerde davalının "..." ibaresini esas unsur olarak çikolata ürünlerinin üretimi/satışı hizmetlerinde markasal olarak kullandığı, davalı taraf her ne kadar 2007/59834 sayılı markanın hükümsüzlüğü kararının kesinleşmesinden sonra "..." ibaresini esas unsur olarak kullanmadığını savunmuşsa da, bilirkişi raporunda yer verildiği üzere, hükümsüzlük kararının kesinleştiği 04/11/2019 tarihinden sonraki tarihli 25.12.2019 tarihinde, "www.....com" internet sitesinin aktif olduğu, bu site içerisinde çikolata ürünlerinin satıldığı, alan adında yer alan "..." ibaresinin davalı yanca ticari etki doğuracak şekilde kullanıldığı, yine 25.12.2019 tarihinde, "http://....net/" internet sitesi içeriğinde "..." ibaresine esas unsur olarak markasal etki doğuracak şekilde yer verildiği, davalının bu marka altında çikolata ürünlerinin satışı hizmeti verdiği, yine, davacının mahkememize ibraz ettiği fiziki ürün örneği üzerinde yer alan ambalaj ve çantada da "..." ibaresinin esas unsur olarak, diğer markasal kullanımların önüne geçecek şekilde ve ön planda kullanıldığı, dolayısıyla, 2007/59834 sayılı markanın hükümsüzlük kararının kesinleşmesinden sonraki tarihte dahi, davalı yanın "..." esas unsurlu markasal kullanımlarının bulunduğu sabittir. Kaldı ki; SMK'nin yürürlüğe girdikten tarihten sonra, davalının "..." ibareli markasal kullanımları 2007/59834 sayılı markasal kullanım kapsamında kalsa dahi, davalı yan, SMK m.155 hükmü uyarınca, bu markayı, davacıya ait önceki tarihli markalara karşı hukuka uygunluk gerekçesi yapamaz.
Somut olayda; davacıya ait 2002/21685 sayılı "..." markası, davalının tescile dayalı olarak kullandığını iddia ettiği 2007/59834 sayılı markadan daha önceki tarihli olduğundan, 6769 sayılı SMK döneminde, davalının, 2007/59834 sayılı markaya dayalı olarak ticari faaliyette bulunduğu savunması, davacının 2002/21685 sayılı markası kapsamında dinlenemez.
Sonuç olarak; 6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girdiği tarih olan 10.01.2017 tarihinden sonraki davalı yana ait yukarıda yer verilen "..." esas unsurlu markasal kullanımların, görsel ve işitsel olarak, davaya konu çikolata ürünlerinin hitap ettiği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesimi nezdinde, davacıya ait "..." esas unsurlu çikolata ve bu ürünlerin satışı hizmetlerine ilişkin tescilli markaları ile iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olduğu, bu nedenle, davalı yanın, 6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki "..." esas unsurlu markasal kullanımlarının, davacıya ait "..." esas unsurlu marka haklarını ihlal eden, davacı aleyhine haksız rekabet oluşturan kullanımlar olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının yukarıda izah edilen döneme ilişkin eylemlerinin marka hakkı ihlali ve haksız rekabet oluşturduğu tespit edildiğinden; davalının, davacıya ait "..." ibareli marka haklarına tecavüz ettiğinin ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE, davalının, davacıya ait "..." ibareli marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin MEN ve REF'İNE, davacıya ait "..." ibareli markalara tecavüz teşkil eder niteliği haiz davalıya ait "..." ibaresini içeren objeler üzerindeki bu ibarenin SİLİNMESİNE, bunun teknik olarak mümkün olmaması halinde söz konusu ibarenin üzerinde bulunduğu nesnelerin İMHA EDİLMESİNE, karar verilmiştir.
Davacı taraf, marka hakkı ihlali nedeniyle SMK m.151/2-c hükmü uyarınca, davalı yandan maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Yukarıda izah edildiği üzere, davalının 6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihi ile dava tarihi arasında tespit edilebilen "..." esas unsurlu markasal kullanımlarının, davacıya ait "..." esas unsurlu marka haklarına tecavüz teşkil ettiği tespit edilmiştir. 6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girmesiyle, davalı yanın SMK m.155 hükmünden haberdar olduğunun kabul edilmesi gerekir. Zira; Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. (Ignorentio juris non excusat.)
Ayrıca; gerek davacı, gerekse davalı, ... ilinde, aynı sektörde faaliyette bulunmaktadırlar. Bu özgü durum nedeniyle, davalının, davacıya ait "..." markalarını bilmemesi, 6102 sayılı TTK m.18 hükmü uyarınca basiretli davranma yükümlülüğü de gözetildiğinde kabul edilemez. Bu hale göre; davalının, davacıya ait "..." markalarını bildiği veya bilmesi gerektiği halde, bu markalar ile ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer "..." ibaresini, 6769 sayılı SMK yürürlüğe girdikten sonra markasal olarak kullanmaya devam etmesi, kusurlu olarak davacıya ait marka haklarını ihlal ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturur. Bu nedenle davacının, davalı yandan maddi ve manevi tazminat talep etme koşulları somut olayda oluşmuştur.
Davacı yan, 6769 sayılı SMK m.151/2-c hükmü uyarınca maddi tazminat isteminde bulunduğundan, söz konusu hükme göre; Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli, maddi tazminat olarak mütecavize verilebilir.
6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girdiği tarih olan 10/01/2017 tarihi ile dava tarihinden önce tespit edilebilen son haksız fiil tarihi olan 25/12/2019 tarihleri arasında davalının "..." ibaresini markasal ve esas unsur olarak 30.sınıfta bulunan emtialarda kullandığı dikkate alınarak, markanın ekonomik önemi, marka hakkı sahibinin cirosu ve elde ettiği kazancın yanında davalının cirosu, üretim ve satış kapasitesi, yukarıda belirtilen tarih aralığındaki davalının markasal kullanımının yoğunluğu gibi kriterler de gözetilmek suretiyle SMK m.151/2-c bendi uyarınca davacının, davalıdan ticari iş ve işlem hacmine uygun olarak talep edebileceği lisans bedeli miktarının ne kadar olabileceği, hususunda, taraf ticari defterleri de incelenerek mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla rapor tanzim ettirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi Tahir Bayındır tarafından mahkememize ibraz edilen 24/02/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen maddi vakıalara göre;
Davacıya ait ticari defterler incelendiğinde; Davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının satışlarının büyük çoğunluğu dava konusu olan çikolata satışı olmasına karşın,
bunun dışında da dava konusu olmayan, kolonya, helva, lokum ve diğer ticari mal satışları ile
davacı tarafından işletilen restaurantlarda yapılan satışlar da bulunduğu, davacının 2017 yılında 21.237.995,98 TL, 2018 yılında 28.521.036,02 TL ve 2019 yılında 54.687.654,13 TL'lik çikolata satışının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalıya ait ticari defterler incelendiğinde; Davalının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının 2017, 2018 ve 2019 yıllarında zarar ettiği,
satışlarını “.... adresinde bulunan merkez şubesi ile “Elmalık Köyü Elmalık Mevki”nde
(İstanbul - Ankara Otobanı üzeri) bulunan “Highway” alışveriş merkezi içindeki Şubesi’nden
yaptığı belirlenmiştir.
Davalının merkez şubesindeki satışları sadece dava konusu çikolata ürünü iken,
alışveriş merkezinde bulunan şubesinde ise; çikolatanın yanısıra, su, jelibon, pişmaniye v.b.
ürünleri de satmaktadır.
Buna karşın davalının ticari defterlerinde satışlar ürün ayrımı yapılmaksızın bir bütün
halinde kaydedilmektedir.
Davalının alışveriş merkezinde bulunan şubesinde; çikolatanın yanı sıra, dava konusu
olmayan su, jelibon, pişmaniye v.b. ürünleri de satıldığından ve davalının defterlerinde ürün
ayırımı yapılamadığından lisans bedelinin belirlenmesine esas satış tutarının belirlenmesinde
alışveriş merkezinden elde edilen cironun % 50’sinin alınmasının hakkaniyete uygun olacağı
düşünülmektedir.
Buna göre lisans bedelin belirlenmesine esas alınabilecek davalı satışları aşağıdaki tabloda
gösterilmiştir:

YIL
MERKEZ
ŞUBE
NET SATIŞ TUTARI
2017
396.028,79
205.025,10
603.070,89
2018
350.430,33
261.036,23
611.466,56
2019
382.680,55
304.322,57
687.003,12

Davacı yanın, davalıdan 10.01.2017 ile 25.12.2019 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak maddi tazminat isteminde bulunabileceği tespit edildiğinden, bu döneme ilişkin davalı yan satışları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:

DÖNEM
NET SATIŞ TUTARI
GÜN
DÖNEME İSABET EDEN SATIŞ TUTARI
10.01.2017-31.12.2017
603.070,89
356
588.200,65
01.01.2018-31.12.2018
611.466,56
365
611.466,56
01.01.2019-25.12.2019
687.003,12
359
675.709,92

Davacı yanın, dava konusu üretimi ile ilgili olarak üçüncü bir şahsa vermiş olduğu üretim
ve satış lisans sözleşmesi dosya kapsamında mevcut değildir. Mahkememizce davaya konu ticari faaliyetin yapıldığı ... ilinde bulunan Ticaret ve Sanayi Odası'na müzekkere yazılarak dava konusu dönemlere ilişkin olarak emsal marka lisans sözleşmelerin bulunup bulunmadığı hususu sorulmuş olup, ... Ticaret ve Sanayi Odası'nca verilen müzekkere cevabında; gıda sektöründeki ticari işletmeler arasında yapılan marka lisans sözleşmeleri ile ilgili araştırmada, emsal bir lisans sözleşme örneğine ulaşılamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle emsal sözleşmeden hareketle lisans
bedeli belirlenmesi mümkün olamamıştır.
Lisans bedeli belirlenmesinde, emsal lisans sözleşmesi bulunmuyor ise kullanılabilecek
diğer bir yöntem; davacının markası ile yaptığı satışların o ürüne ilişkin olarak ülke ve dünya
çapında yapılan satışlar içindeki yeri, yani ekonomik değeri ile davalının bu markayı kullanarak
yaptığı satışların karşılaştırılarak hakkaniyete uygun bir ciro yüzdesi bulunarak lisans bedeli
belirlenmesidir.
(Aynı yönde bkz; Yargıtay 11.HD, 11/06/2020, 2019/4663 E 2020/2810 K)
İnternet üzerinden bilirkişinin re'sen yaptığı araştırmaya göre; 2017 yılında Türkiye çikolata
pazarının 5,3 milyar TL ve bu pazarın % 32’sinin dava dışı bir firmanın elinde olduğu, bu firmanın
yanısıra Türkiye düzeyinde satış yapan büyük firmaların bulunduğu, Türkiye’nin hemen her
bölgesinde çikolatalı ve şekerli mamuller üretimi yapıldığı, sektörde küçük, orta ve büyük
işletmelerin birlikte yer aldığı, yabancı sermayeli firmaların da sektörde faaliyet gösterdiği,
lokum, helva ve şekerlemelerin büyük bir bölümünün küçük işletmeler tarafından üretilmesine
karşın; çiklet, çikolata ve çikolata mamullerinin neredeyse tamamına yakının ise orta ve büyük
işletmeler tarafından üretilmekte olduğu bilgisine ulaşılmıştır.
Davacının “...” markasına ilişkin olarak yapılan araştırmada ülke düzeyinde
olmamakla birlikte, özellikle Ankara-İstanbul hattında bilinen ve tercih edilen bir marka olduğu
gözlemlenmiştir. Davacının 2017 satışları ile aynı yıldaki Türkiye pazarı rakamı
karşılaştırıldığında; davacı payının % 0,4 (21.237.995,98/5.3 milyar TL x 100) civarında olduğu
görülmektedir.
Markanın pazar payı ve Türkiye düzeyindeki tanmmışlığı dikkate alındığında; taraflar arasında ciroya göre bir lisans bedeli belirlense idi, bu
oranın % 2 civarında olabileceği kanaatine varılmıştır.
Buna göre dönemler itibariyle ödenmesi gereken lisans bedeli aşağıdaki şekilde
hesaplanmıştır:

DÖNEM
DÖNEME İSABET EDEN SATIŞ TUTARI
%2 CİRO PAYI
10.01.2017-31.12.2017
588.200,65
11.764,01
01.01.2018-31.12.2018
611.466,56
12.229,33
01.01.2019-25.12.2019
675.709,92
13.514,20

TOPLAM
37.507,54
Davacı yanın SMK m.151/2-c hükmü uyarınca talep edebileceği maddi tazminat bedeli yukarıdaki gibi hesaplandığından; 37.507,54 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, kalan 27.507,54 TL'sinin ıslah tarihi olan 19/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar verilmiştir.
Davacı yan, marka hakkı ihlali ve haksız rekabet eylemlerinden kaynaklı olarak davalı yandan manevi tazminat isteminde de bulunmuştur.
SMK m. 149/1-ç bendi uyarınca; marka hakkı ihlal edilen hak sahibi, manevi zararının tazmin edilmesini talep edebilir. Manevi tazminatın amacı, marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin ticari piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararların tazmin edilmesidir. Manevi tazminatın takdirinde markanın tanınmışlığı ve ihlal niteliği taşıyan ürünlerin niteliği dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, marka hakkı ihlaline ilişkin fiilin niteliği, tarafların kusur oranları, sıfatları, işgal ettikleri makam, ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; Davalının, 6769 sayılı SMK'nin yürürlüğe girdiği 10/01/2017 tarihi ile birlikte "..." esas unsurlu markasal kullanımı nedeniyle davacıya ait "..." esas unsurlu marka haklarına tecavüz oluşturan eylemlerde bulunduğu, bu suretle davacı marka sahibinin ticari piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında kayıp ve zarar meydana geldiği sabittir.
Tarafların mali durumları, ihlale konu ürün sayısı, bu ürünlerin niteliği, ihlal eylemlerinin süresi, tarafların kusur oranları, sıfatları, işgal ettikleri makam ve 4721 sayılı TMK m.4 hükmünde ifadesini bulan hak ve nesafet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde; 40.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar verilmiştir.
Davacı tarafın hükmün ilanı istemi bakımından hukuki menfaati bulunduğundan karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan karşılanmak suretiyle hükmün Türkiye ölçeğinde yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilan edilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının, davacıya ait "..." ibareli marka haklarına tecavüz ettiğinin ve davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun TESPİTİNE,

Davalının, davacıya ait "..." ibareli marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin MEN ve REF'İNE,

Davacıya ait "..." ibareli markalara tecavüz teşkil eder niteliği haiz davalıya ait "..." ibaresini içeren objeler üzerindeki bu ibarenin SİLİNMESİNE, bunun teknik olarak mümkün olmaması halinde söz konusu ibarenin üzerinde bulunduğu nesnelerin İMHA EDİLMESİNE,
37.507,54 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, kalan 27.507,54 TL'sinin ıslah tarihi olan 19/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
40.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde, masrafı davalıya ait olmak üzere, mahkeme karar özetinin Türkiye'de yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde İLAN EDİLMESİNE,

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.294,54 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah ile alınan 1.707,75 TL'nin mahsubu ile bakiye kalan 3.586,79 TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

3-Davacının; marka hakkı ihlali ve haksız rekabetin tespiti, tecavüzün men'i, ref'i, hükmün ilanı istemleri bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

4-Davacı maddi tazminat istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım bakımından, karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 ve m.13 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı manevi tazminat istemi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım bakımından, karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükümleri gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının maddi tazminat isteminin kısmen reddolunması ve davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 ve m.13 hükümleri gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen reddolunması ve davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3, m.10 ve m.13 hükümleri gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davanın kabul ret oranının %78 olarak kabulüne,

9-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin ve ıslah ile yatırdığı 1.707,75 TL peşin nispi harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

10-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 2.200,00 TL bilirkişi ücreti, 310,85 TL bilirkişi iaşe ücreti, 152,10 TL posta-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.725,15 TL yargılama giderinin %78'i olan 2.125,62 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 599,53 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin % 22'si olan 1,72 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye 6,08 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
12-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A-13 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL'nin %78'i olan 1.029,60 TL'nin davalıdan, %22'si olan 290,40 TL'nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
13-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re'sen iadesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2021